Aizanoi (Çavdarhisar, Kütahya)

Merhabalar,

Bugünkü Gezi rotamızı Kütahya’nın şirin ilçesi Çavdarhisara çeviriyoruz.Aizanoi Antik Kenti ile Çavdarhisar ilçesi günümüzde içiçe geçmiş bir haldedir.Bugün burayı sizlere tanıtıyor olacağım.

Frigyalıların öncülü olarak antik kaynaklarda adı geçen Azan adlı mitoloji kahramanının su perisi Erato ile efsanevi kral Arkas’ın birleşmesinden  Aizanoi şehrinin ortaya çıktığı sanılmaktadır. 

Aizanoi Kenti, Antik Frigya’ya bağlı olarak yaşayan Aizanitis’lerin ana yerleşim merkeziydi.

Kentin yüksek platosu üzerinde bulunan Zeus Tapınağının çevresinde yapılan kazılarda, M.Ö. 3 bin yıllarına ait yerleşim izlerinin ortaya çıktığı görülmüştür. Son dönemlerde yapılan kazılarda ilginç figürler bulunmuştur.Bir mezarda bulunan horoz heykeli genç yaşta ölen erkek bir kişiye aittir,buda Frigya zamanlarının bir adeti olarak bilinmektedir.Helenistik dönemde bu bölge değişimli olarak Bergama’ya bağlı iken M.Ö. 133 de Roma egemenliğine girmiştir.

Roma döneminde  kentte yaklaşık 80.000 kişinin yaşadığı tahmin edilmektedir.(Günümüzde Çavdarhisar nüfusu 5000 kişi kadardır) Kalıntılar arasında Anadolu’daki en iyi korunmuş Zeus Tapınağı, 15.000 kişi kapasiteli tiyatro ve tiyatroya bitişik nizamda yapılmış 13.500 kişilik stadyum, iki hamam, Dünyanın ilk ticaret borsa binası, Sütunlu Cadde, Kocaçay üzerinde ikisi ayakta kalmış beş köprü, iki agora, Gymnasium, nekropoller (mezarlıklar), antik bir baraj, suyolları bulunmaktadır.

Zeus Tapınağı: Koca Çayın (Antik dönem adı:Penkalas Çayı idi)  batı kıyısına 1km uzaklıkta, etrafı sütunlu galerilerle çevrili 130×112 m. boyutlarındaki alanın ortasında, bir podyum üzerine kuruludur. Bu tapınağın en önemli özelliği, altında tonozlarla örtülü bir başka mekanın olmasıdır,bu örneği olmayan bir durumdur.Anadolu’daki en iyi koruna gelmiş İon düzenindeki tapınaklardan biri olan yapının bezemelerinden özellikle akroterleri ilgi çekicidir. Batı alınlığında dallar ve yapraklar arasında tanrıça Kybele’nin büstüyle bezenmiştir.Antik Kent Kybele büstü ve ardında bulunan Zeus Tapınağı fotoğrafları ile ülke genelinde ünlenmişlerdir. Doğu bölgesinde ise Zeus büstü bulunmaktadır. İçinde İmparator Hadrian’i ve Aizanoi için önemli hizmetler görmüş Apuleius’u öven yazıtlar yer almaktadır.

Tiyatro-Stadyum: Zeus Tapınağının kuzeydoğusunda, Stadiumla aynı doğrultuda iki katlı olarak inşa edilen tiyatro, 15.000 izleyici kapasitelidir. Zeus tapınağı ve 4 numaralı Roma köprüsünde adı geçen Apuleius’un bu kompleksin yapımında da rol oynadığı anlaşılmaktadır.Tiyatro ile Stadyumun yan yana olması ender görülen bir durumdur.Spor yapan insanlar sosyalleşmek için hemen yanında bulunan tiyatroya gidiyorlardı.

Stadium: Tiyatroya bitişik olan yapının inşası M.S.250′ lere kadar sürmüştür. 13.500 kişilik Stadyumun batı yönünde genişçe bir kapısı, girişte de sporcuların kazandığı madalyaların bulunduğu ‘‘Şeref Köşesi’’ yer almaktadır. Stadyum ile tiyatroyu ayıran mermer kaplı duvarın her iki yüzü av sahnesi betimlemeleriyle süslüdür.

Borsa Binası: M.S.  2. yy.ın ikinci yarısında tahıl pazarı olarak kullanılan yuvarlak yapının (macellum) duvarlarında; imparatorluk pazarlarında satılan tüm malların fiyat listeleri, M.S. 301 yılında İmparator Diocletian’ın enflasyonla mücadele için yaptığı ücret tespitlerini gösteren yazıtlar yer almaktadır. Bunlar arasında ‘‘kuvvetli bir köle iki eşek fiyatına, bir at üç köle fiyatına, yani 30 bin dinara eşit’’ şeklindeki tarife ve fiyat listeleri ilginçtir. Kentin mimari gelişimi ve sosyal yaşantısı hakkında kesin bilgiler vermesi bakımından önemli sayılan bu yapı, dünyanın ilk ticaret borsası olarak tanımlanmaktadır.1970 Gediz depreminde caminin minaresinin çökmesi sonucunda burası bulunmuştur.

Sütunlu Cadde: Borsa binasına kuzeydoğudan bitişik dükkan ve galerilerin sıralandığı sütunlu yol, borsadan geçip bir köprüyle Zeus Tapınağı’ na oradan Kybele Kutsal Alanı’ na kadar uzanmaktadır. Yapımında bir deprem sonucu yıkılan Artemis Tapınağı’ nın da mimari elemanları kullanılmış, çok sayıda heykel ve kapı ile süslenmiştir.Günümüzde az sayıda sütünları ayakta kalmıştır.Yol kaplamalarıda ayrı bir güzel olan bu caddede geyik kabartmasını görmelisiniz.Yer kabartması olarak muhteşem bir güzellik ve asırlardır hiçbir şey olmadan sapasağlam ayakta kalmayı başarmıştır.

Antik Köprüler: Penkalas denilen Kocaçay’ ın üzerindedir. Antik  çağda iki yakayı birbirine bağlayan beş köprü mevcuttur. Bunlardan birisi yayalar için yapılmış olan ahşap bir köprü, diğer   dördü  ise  kemerli  taş  köprüleridir. Günümüze   bunlardan  sadece  iki tanesi ulaşmıştır ve hala kullanılmaktadır.

Apuleius adlı hayırsever tarafından yapılan bu köprülerden 4 nolu köprünün üstünde deniz canlılarının kabartmaları vardır.Bir deniz kazası geçirip buradan sağ kurtulan Apuleius bu köprüyü hayır için yaptırmıştır.Köprü hala kullanımda olduğundan deniz canlıları kabartmaları kazı evinde saklanmaktadır.

Ayrıca Penkalas Çayı üstünde antik dönemde yapılmış köprülü bir bent vardır,oldukça ilginç olan bu yapıyıda görmenizi tavsiye ederim.Zamanının bir nevi barajıydı burası..

1829’da İngilizler bulmuş,1900 yıllarında Almanlar tarafından yapılan kazılar günümüzde Pamukkale Üniversitesi tarafından Anemon Otellerinin sahiplerinin destekleriyle yapılmaktadır.Anemon Otelinin sahipleride zamanında Apuleius gibi bir deniz kazası geçirmişler,buda ironi bir durum doğrusu..

Nekropol yani mezarlığıda oldukça ilginç bu antik kentin mezarlığı iki alana yayılmış durumdadır ve mezarlar Frigyalılarda görüldüğü üzere kapı şeklinde yapılmışlardır.Üstünde kartal,şahin gibi kuş olanlar erkek,ayna ve resim olanlar kadınlara aittir.

Kütahya’ya yolunuz düşerse mutlaka bu antik kenti keşfedin,bulgular bugün Kütahya Arkeoloji Müzesinde sergilenmekte.Özellikle Amazon Lahiti dünyada bulunan 20 kadar lahitin içinde en iyi durumda korunmuş olanı,bunuda ayrıca belirtmemde fayda var.

Selamlar[Not a valid template]

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

error: Sitedeki yazılar kopyalanamaz !
Gezerek Yiyelim