Efes Antik Kenti (Selçuk,İzmir)

Merhaba,

Bugünkü Gezi Rotamızda Efes Antik Kentinde olacağız.

Efes Antik Kenti İzmir Selçuk’ta bulunan eşsiz bir kent olmuştur yüzyıllar boyu.Dünyanın uzun sürelidir kazılan bir bölgesidir burası.Efes’teki ilk arkeolojik kazılar British Museum adına J.T. Wood tarafından 1869 yılında başlamıştır sonrasında  bu çalışmalara 1904 yılından sonra D.G. Hogarth devam etmiştir. Bugün de çalışmalarını sürdüren Avusturyalıların Efes’teki kazıları ilk olarak 1895 yılında Otto Benndorf tarafından başlatılmıştır. Avusturya Arkeoloji Enstitüsü’nün 1. ve 2. Dünya Savaşları sırasında kesintiye uğrayan çalışmaları 1954 yılından sonra aralıksız devam etmiştir.Efes’te Avusturya Arkeoloji Enstitüsü’nün çalışmalarının yanı sıra 1954 yılından itibaren Efes Müzesi de T.C. Kültür Bakanlığı adına kazı, restorasyon ve düzenleme çalışmalarını sürdürmektedir.

Efes’te ilk yerleşim Ayasuluk Bölgesinde başlamıştır.

(Bugün Selçuk Kalesi denilen Bölge,günümüzde buraya giriş yasak,içinde Selçuk döneminden kalma bir Camiide mevcut).

MÖ 6000 yıllara kadar dayanan bir yerleşim vardır buralarda.Hititlerdeki ismi  “Apasas” olmuş sonrasında Yunanlı göçmenler tarafından liman şehri olarak Artemis Tapınağı çevresinde tekrar kurulmuştur.Bugün gezilen Efes ise, Büyük İskender’in generallerinden Lysimakhos tarafından M.Ö. 300 yıllarında kurulmuştur.Dönemin 200-250 bin kişilik nüfusu ile bir Metropol Kenti olmuştur.Ticaret Merkezi olması yanında bir din ve kültür merkezi olmayıda başarmıştır.

Efes’e giriş yapmadan öncelikle Artemis Tapınağı ziyaret edilmeli,dünyanın yedi harikasından birisi olan bu yapıdan günümüze sadece 1 sütün ayakta kalabilmiş.Bu tapınak şehrin bir gurur vede zenginlik göstergesi olmuş yıllarca.Tabi günümüzde bunu hissedemiyoruz,buraya bence bir görsellik ilave edilmeli ki insanlar bu muhteşem yapıyı zihinlerinde canlandırabilsinler.

Antik Şehre iki kapıdan girilebiliyor,öncelik olarak Kuşadası yolu tercih edilebilir buraya alt kapı deniliyor,diğeri ise Meryem Ana’ya giderken girilen kapı,bunun ismide üst kapı.Üst Kapıdan girişte ilk karşınıza küçük tiyatro Odeon karşılıyor sizi,burada Belediye Meclis Toplantılarıda zamanında yapılıyormuş.Bunun yanında Sunak denilen Altar mevcut,meşhur Artemis heykelleri bu tapınakta bulunmuş.Artemis zamanının  “Bereket Tanrıçası”.Altardan sonra cadde aşağıya gidiyor,bu caddeye Curetes Caddesi deniliyor,ismini rahiplerden almış,bu yolun sonu Domitian Meydanına çıkmakta,şehrin önemli meydanlarından birisi burası.Bu meydan atlı arabaların gezebildiği son nokta.Domitian aslında zalim mi zalim bir Roma İmparatoru,ayrıca bu meydanın köşesinde antik hastane ve eczane bulunuyor.Biraz ileride gücün simgesi olan Herkül Kapısı bulunmakta.Yolun bundan sonrası yaya kaldırımı ve yüzlerce yıldır ayaktalar.Aşağıya doğru inerken sağ tarafta meşhur Trajan Çeşmesi ve bir Tapınak bulunuyor.Cadde üzerindeki iki katlı anıtlardan biridir. Ortada duran İmparator Trainus’un heykelinin ayağı altında görülen küre dünyayı simgeler.Tapınağın arkasında Hamamlar mevcut.Hamamın yan tarafı oldukça ilginç,burada umumi tuvaletler var,fakat tuvaletler bir arada,genelde önemli konular buralarda konuşulurmuş derler.Bu tuvaletlere Latrin denmekte.Bu yolun sol tarafında son dönemlerde bulunmuş Yamaç Evler bulunuyor.Teraslar üzerine inşa edilmiş olan çok katlı evlerde kentin zenginleri oturuyordu. Evlerin tabanlarında mozaikler, duvarlarında mermer kaplama ve freskler bulunuyor,buraya ayrı ücret vererek ziyaret edebiliyorsunuz.Bu yoldan aşağıya doğru inilince dünyanın harikalarından birisi olan Celcus Kütüphanesi sizi karşılayacaktır. Hem kütüphane, hem de mezar anıtı görevini üstlenmiştir. Kitap ruloları, yapı içerisinde, duvarlardaki nişlerde saklanıyordu. Bundan sonra karşımıza Mermer Cadde çıkmakta.Bu Sokak Kütüphane Meydanından Tiyatroya kadar uzanan caddedir. Şehrin Kuşadası yolu girişinden görülen tiyatro yapısına Büyük Tiyatro deniliyor. 24.000 kişilik kapasiteyle antik dünyanın en büyük tiyatrosudur. Çok süslü ve üç katlı sahne binası tamamen yıkılmıştır. Oturma basamakları üç bölümlüdür. Günümüzde bile hala burada konserler verilmekte idi,son zamanlarda yasaklandı.Anadolu Ateşinin ilk gösterisinden birisini burada bizzat seyretme olanağım olmuştu,muhteşem bir ortam ve ses düzenine sahip bir yer burası.

Bu toplulukları gezdikten  sonra Şelçuk Merkezde bulunan Müze mutlaka ziyaret edilmeli.Kazılardan ele geçmiş oldukça etkileyici eserler burada sergilenmekte.

Efes Müzesi’nde en çok ilgi çeken eserler arasında Efes Artemis Heykeli, Yunuslu Eros, Tavşanlı Eros, Priapos Heykeli, mermer Artemis Heykeli, Mısırlı Rahip Heykeli, İsis Heykeli, çeşitli mitolojik tanrı heykelleri ve Sokrates Başı bulunuyor.Efes Müzesi 4 Aralık 2014’de yapılan iyileştirme çalışmaları sonucu tekrar hizmete  girmiştir.

Buraya yapılacak geziye en az 1 gün süre ayırmakta fayda olacak.

 

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

error: Sitedeki yazılar kopyalanamaz !
Gezerek Yiyelim